Bill Gates’in kişisel blog sayfasında 21.03.23 tarihinde yayınladığı blog yazısına verdiği başlık “Yapay zeka çağı başladı” olmuştur [1]. Bill Gates bu yazısında yaşamında iki farklı dönüm noktasına şahit olduğunu belirtmektedir. Bunlardan ilki Windows’un da dahil olduğu modern işletim sistemlerin özünü oluşturan grafik kullanıcı ara yüzünü 1980 yılında tanıması, diğeri ise Open AI tarafından geliştirilen yapay zekanın ileri düzey biyoloji sınavını 2022 yılının ortasında geçmesidir. Bu sınavda yapay zeka 60 adet çoktan seçmeli sorudan 59 tanesini doğru yanıtlamıştır. Ayrıca 6 adet açık uçlu soruyu da yanıtlayan yapay zeka sınavı yüksek bir skorla tamamlamıştır.

Bill Gates bu dönüm noktalarına şahit olmakla birlikte Open AI tarafından geliştirilen yapay zekanın önümüzdeki yıllarda bilhassa eğitim ve sağlık alanlarında kullanılmasını planladıklarını, böylece dünya genelinde eğitim ve sağlık alanında temel hizmetleri alamayan kesimlerin bu hizmetlerden istifade edebileceğini ve  geliştirdikleri yapay zekanın fırsat eşitliğine hizmet edebileceğini ifade etmektedir. Gerçekten de bir ultrason ünitesinin yapay zekayla çalışmak suretiyle bir hastaya ait ultrason görüntüsünü yorumlaması ve bir hekim kanaat raporu hazırlaması imkân dahilindedir. Hekim sayısının yeterli olmadığı ülkelerde insanların bu hizmetlerden istifade edebilmesi insanlık için büyük bir fırsat olabilir.  Diğer yandan eğitim alanında öğrencilerin her birisinin öğrenme kapasitesi ve motivasyonu bireysel olarak yapay zeka tarafından belirlenmek suretiyle aynı içerik farklı öğrencilere, öğrencinin öğrenme kapasitesine ve motivasyonuna uygun farklı stillerde öğretilebilir. Gates’in ifadesiyle yapay zeka öğrenci ve öğretmenin sınıfta yaptığı çalışmanın yerini almayacak fakat bu çalışmaların öğrencilerin öğrenimleri açısından daha verimli hale gelmesini sağlayacaktır.

Özetle, Gates bahse konu yazısında yapay zeka çağının fırsatlar ve sorumluluklar getirdiğini, yapay zekanın dünya genelinde bilhassa gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerin vatandaşları arasında fırsat eşitliğinin sağlanması için önemli bir araç olabileceğini ifade etmektedir.

Gates’in bu görüşüne katılmakla birlikte insan zekâsına yakınsayan genel yapay zekâya giden yolda yapay zekanın insanlığın yararına kullanılabileceği kadar kötü amaçlar için de kullanılabileceğini gözeterek konuya ilişkin teknik standartların yapay zekanın gelişimine paralel olarak oluşturulması gerektiği kanaatindeyiz. Nitekim bu konuda ISO ve IEC gibi uluslararası standart kuruluşlarının bir takım teknik standartların belirlenmesi hususunda çalışmaları devam etmektedir. Ülkemizin ulusal standart kuruluşu olan TSE tarafından 2022 yılı sonunda ISO ve IEC tarafından yürütülen çalışmaları takip etmek ve bu çalışmalara ilişkin ülkemizin görüşlerini bu kuruluşlara iletmek üzere MTC 195 yapay zeka milli teknik komitesi kurulmuştur [2].  Yapay zekaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelerin bu standartlar üzerinde inşa edileceğini düşünüyoruz. Bu çerçevede TSE’nin bu girişimini yapay zeka çağında salt bir oyuncu değil, oyun kurucu ülkeler içerisinde olmak isteyen ülkelerin atması gereken kritik bir adım olarak değerlendiriyor ve vizyoner bir yaklaşım olarak görüyoruz. Nitekim yapay zekaya ilişkin uluslararası standartlar şekillendikten sonra bu standartlara uygun ürünlerin geliştirilmesi, üretilmesi ve dünyada çeşitli pazarlara ihraç edilmesi gündeme gelecektir. Bu durumda standartlara uygun ar-gesi olmayan üreticilerin global pazara girmesinin mümkün olmayacağını ve daha en baştan oyun dışında kalacağını ifade etmek mümkündür.

Sonuç olarak, Rusya devlet başkanı Putin’in 2019 yılında ifade ettiği gibi yapay zeka alanında tekelleşen ülkelerin dünyayı yöneteceği [3] 21’inci yüzyıl yapay zeka çağı olacaktır. Yeni bir sanayi devrimi niteliğindeki bu çağın gereklerini yakından takip etmekle birlikte ar-ge ve üretim altyapısını bu çağın gereklerine uygun bir şekilde güncellemek ülkemizin yapay zeka çağında söz sahibi olabilmesinin vazgeçilmez unsurları olarak görülmelidir. 2022 yılında yaklaşık 87 milyar dolar değerinde olan global yapay zeka pazarının 2027 yılı itibarıyla 407 milyar dolar değerine ulaşması beklenmektedir [4]. Ülkemizin bu pazardan hak ettiği payı alabilmesi için öncelikli olan ise yapay zekaya ilişkin ar-ge ve üretimde gerekli nitelikli insan gününün ülkemiz sanayisinde çalışmasını sağlamak ve hatta yurtdışındaki nitelikli insan gücünü ülkemize çekebilmektir. Zira ancak bu şekilde  ülkemiz sanayisinin ar-ge ve üretim altyapısı yapay zeka çağına uygun bir hale dönüştürülebilecektir. Ülkemiz sanayisinde karar vericilerin bu vizyona sahip olduğuna ve ülkemizi yapay zeka çağına taşıyacak nitelikli insan gücü potansiyelinin milletimizin içinde bulunduğuna yürekten inanıyoruz.

 

Kaynakça:

[1] https://www.gatesnotes.com/The-Age-of-AI-Has-Begun

[2] https://tse.org.tr/Icerik/DuyuruDetay?DuyuruID=6315

[3] https://www.ntv.com.tr/dunya/putin-yapay-zeka-alaninda-tekellesen-dunyayi-yonetir,oj0WG5-7GkSU7l3P0BT37A

[4] https://www.marketsandmarkets.com/Market-Reports/artificial-intelligence-market-74851580.html?gclid=Cj0KCQjwt_qgBhDFARIsABcDjOeSLZT_3pyaJzqUMIozz8fGKHuS3Nnl5wZXZtkevfi9PDb2dLIlcSgaAi3eEALw_wcB